DİĞER
"Bozkurt’un öykülerinde tedirgin, ne yapacağını tam bilemeyen, daha çok bir şeyler yapmaya sürüklenmiş öykü kişileri hiç az değil. Hikâyeleri de, onların ağzından anlatılmadığında bile, ilk anda neler olup bittiğini kestirebileceğimiz netlikte değil – öykülerin kurguları sorular, boşluklar, belirsizliklerle ilerliyor. Bu kişilerle hikâyelerinin anlatımı arasında bir uyum var."
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
1930’larda erkek gibi giyinen bir kadının yarattığı skandalı, dönemin gazete kupürlerinden ve arşivlerden derleyen Serdar Soydan’ın Manşetlerden Gaipliğe adlı kitabı, Sel Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde basılıyor. Soydan’ın kitaba yazdığı sunuşu Tadımlık olarak sunuyoruz…
Pangea Kitaplığı’nın ilk öykü kitabı ve ilk öykü seçkisi olan ve türün duayenleri ile edebiyatın usta isimlerini bir araya getiren İlk, İthaki Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde yayımlanıyor. “Başlangıç” teması ekseninde kurgulanan bu bilimkurgu seçkisinin Bülent Somay tarafından yazılan sunuşunu Tadımlık olarak yayımlıyoruz.
"Köy sadece iktisadi gelişme, kalkınma, yozlaşma, sömürü gibi konularda yazarların fikirlerini ortaya koyabilecekleri bir sahne işlevi görmez, başka iki konuda da edebiyatçılar için kullanışlıdır. Cinsellik ve halkla aydın arasındaki uçurum."
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk sorularımızı cevaplıyor, yayıncılığın ulusal ve uluslararası problemlerini anlatıyor. Bu krizin aşılması için dünyada neler yapılıyor, Türkiye’de neler yapılmalı, neler yapılabiliyor?
Son 10 yılda Makyavelizm bir siyasî zekâ örneği ve liderlik başarısı olarak pazarlanırken, ilkeler ve değerler geri plana itildi; siyasete "seçim kazanıldığı sürece her şey mubahtır" mantığı egemen oldu...
Bir kez yaratılıp da mayası tutan bir sinemasal evreni, posasını çıkarana dek sündüren “seri”ler değil burada zikredeceklerimiz... Öteki türlü üçlemeleri yaratanlarsa kavrayışın, aynı kelimelerin farklı tınılarını aradıkça ortaya çıktığını bilir
Halk anlatılarında, masallarda, dengbêj geleneğinde, batıl inançlarda, mitolojide “başı, ortası ve sonu olan” ilk “gerçek sayı”nın, "üç"ün yeri...
Her zaman ilahi, her zaman pîrüpâk ve sağaltıcı değildir kar. Ama her zaman bir hayatiyet hissi yaratır. Karla birlikte bir tür aciliyet gelir. Yaşamak için, düşünmeden, kendiliğinden bir savaşa girmek gerekir
Tiyatro sanatı, içinde bulunduğumuz son altı senelik süreçte temel sorunlarla boğuşmaktan, ne yazık ki onu geliştirecek biçim ve içeriğine ilişkin tartışmalara geçememiştir
İlhami Algör: Ben 80 Darbesi'nin devam ettiğini düşünüyorum. Her şey duruyor. Yokmuş, gitmiş, ölmüşler; ulan her şey duruyor. Meşhur barajın da duruyor, devlet mekanizman, anayasan... Hesaplaşmadı kimse seninle.
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.